3 Ocak 2018 Çarşamba

ESMA VE SIFAT-I NEBİ NOTLARI - ( MİSAL-İ MUHABBET A.S.M ) / EZKÂR No: 241

“ Es-Selâmü aleyküm ve rahmetu’l-lâh ”

“ Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.. Bismillâhirrahmânirrahîm “

“ Ve tüb aleynâ yâ tevvâbü yâ hakîmü tevbeten nasûhan liekûne minellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfüsehüm zekrullahe festeğferu li zünübihim vemen yeğfiruzzünûbe illallâhu …” (1 defa )

“ Estağfirullâh el azîm el kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi sübhânehu..”  ( 11 defa )

“*Allahu Ekber*…Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd..”

“ Ayet-el Kürsi..” ( 1-3-7 defa isteğe göre okunabilir)

“ Peygamber Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm’ın).. Tüm Peygamberlerin (Aleyhisselâm).. Ehl-i Beyt-i Nebevî ve Sahabe-i Kiramın.. (Radıyallahu Anhüm), Üstadımız Bediüzzaman (Radıyallahu anh).. Gavs-ı Âzam Abdülkâdir Geylânî (Kudduse sırruhu) Hazretlerinin.. Ahirete irtihâl eden Nur Talebelerinin (Rahmetullâhi-Aleyh) Ruhlarına 3 İhlas 1 Fâtiha…

“ Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm. ” (  3 defa )

 “ Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu yuhyî ve yumît. Vehuve Hayyun lâyemut, biyedihil hayr ve huve alâ kulli şey’in kadîr..”  ( 3 defa )

*Bismillâhirrahmânirrahîm*

“ Yâ Sürûra’l-‘ârifîn..Yâ Enîse’l-mürîdîn..Yâ Muğîse’l-müştâkîn..Yâ Habîbe’t-tevvâbîn..Yâ Râzika’l-mükillîn..Yâ Recâe’l-müznibîn..Yâ Kâşife’l-mekrûbîn..Yâ Müneffisen ‘ani’l-mağmûmîn..Yâ Müferricen ‘ani’l-mahzûnîn..Yâ İlâhe’l-evvelîne ve’l-âhirîn…Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.”

Allahümme Rabbena hallisna ve ecirna ve neccina minen-nar.Ve afina va’fu anna ve edhil-nel Cennete dare kudsike meal-ebrar.Bi-afvike ya Mücir, bi-fadlike ya Gaffar.Ve es’elüke bi-hakkı hazihil-esmail-kerimetis-şerifeti ves-sıfatil-celiletil-latifeti en-tusalli ala-seyyidina Muhammedin ve ala-alihi ve sahbihi bi-adedi hasenati Muhammedin.bismillah, hasbiyallah, la ilahe illallah, şehidallah, kul-hüvallah, maşaallah, Rabbiyallah, tebarekallah, tealallah, tevekkeltü alallah, fese-yekfikehümullah, ve hüves-semiul-alim.Sübhaneke ya la ilahe illa entel-emanül-eman la uhsi senaen aleyke ente kema esneyte ala nefsik ya Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya Gafur, ya Şekur.. es’elüke bima ahsaytehu aleyke min-esmaikel-hüsna ve sıfatikel-ulya ve kelimatiket-tammeti en tağfire li ve li-valideyye ve li-üstadi Saidin-Nursi ve li-talebeti resailin-nur ve li-cemiil-mü’minine vel mü’minati vel-müslimine vel-müslimati el-ahyai minhüm vel-emvat.Ve terhamena rahmeten tuğnina biha an rahmeti men sivake min-halkike.ve en takdiye havayicena ve tu’tiyena sualena fid-dünya vel ahireti ve tahtime lena bis-seadeti veş-şehadeti vel-kerameti vel-büşra inde firakid-dünya..ve tecziye Muhammeden sallallahü aleyhi ve sellem anna ma hüve ehlühü ve müstahakkuh.. ve en la tekilena ala-enfüsina tarfete aynin vela ila-ehadin-min-halkik.Ve tusliha lena şe’nena ve en tahrusena bi-aynikelleti la tenamu ve tahfezana bi-rüknikellezi la yüramu ya zelcelali vel-ikram. Ve en tasrife anna ve ammen ullika aleyhi hazihil-esmau afetel-cinni vel-insi veş-şeyatin ve zelzeletel ardi ve dekdeketel-cibali min-haşyetih. Ve afetettauni vel-vebai ve aynes-sui ve veceal-cevarihi ve sairel-afat.Ve tahfezana min-külli şerrin ve suin.Ve terzukanas-selamete vel-afiyete vel hayra fid-dünya vel-ahireti bi-rahmetike ya erhamer-rahimin.Ve sallallahü ala-seyyidina Muhammedin ve alihi ve sahbihi ecmain.Velhamdü lillahi rabbil-alemin…………..

"*Allahu Ekber*…Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.."

*“ESMA VE SIFAT-I NEBİ ( A.S.M ) HAKKINDA NOTLAR”*

 “ Bismillâhirrahmânirrahim..”

52 -*MİSAL-İ MUHABBET* *(A.S.M)*

Anlamı: Ulvi ve Rabbani Sevginin, mana-yı harfi ile sevmeye, sevilmeye layık şeylerin kendisinde toplanan örneği olan Hz. Muhammed A.S.M

“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl,

“Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl?..

“Zuhurundan, Bezm-i âlem oldu vasıl…”… Sultan II. Mahmud’un ikinci eşi Bezm-i âlem Valide Sultan

İ’lem eyyühe’l-aziz! Kâinat bir şeceredir. Anâsır onun dallarıdır. Nebatat yapraklarıdır. Hayvanat onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleridir. Bu semerelerden en ziyadar, nurlu, ahsen, ekrem, eşref, eltaf Seyyidü’l-Enbiyâ ve’l-Mürselîn, İmâmü’l-Müttakîn, Habîbi Rabbü’l-Âlemîn Hazret-i Muhammed’dir… *Yer ve gökler devam ettikçe salâvatın en üstünü onun üzerine olsun.*Mesnevi-i Nuriye

*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*

………. Ey nefisperest nefsim, ve ey dünyaperest arkadaşım! Muhabbet şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan kâinatın en câmi’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir. İşte, şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir kemâl sahibi olabilir…Sözler

………Madem bütün kâinatın şehadetiyle Mahbub-u Hakikî ve Cemîl-i Mutlak, bütün güzel Esmâ-i Hüsnâsıyla kendini insana sevdiriyor ve insanların kendini sevmelerini istiyor; elbette ve herhalde, kendisinin hem mahbubu, hem habibi olan insana fıtrî bir adâveti verip derinden derine kendinden küstürmeyecek.

Ve fıtraten en ziyade sevimli ve muhabbetli ve perestiş için yarattığı en müstesnâ mahlûku olan insanın fıtratına bütün bütün zıt olarak bir gizli adâveti, insanın ruhuna vermeyecek. Çünkü insan, sevdiği ve kıymetini takdir ettiği bir cemâl-i mutlaktan ebedî ayrılmaktan gelen derin yarasını, ancak ona adâvetle, ondan küsmekle ve onu inkâr etmekle tedavi edebilir. İşte, kâfirlerin Allah’ın düşmanı olması bu noktadan ileri geliyor. Öyleyse, herhalde o cemâl-i ezelî, kendisinin âyine-i müştâkı olan insan ile ebedü’l-âbâd yolunda seyahatinde beraber bulunmak için, alâ külli hal, bir dâr-ı bekàda bir hayat-ı bâkiyeye insanı mazhar edecek.

Evet, madem insan fıtraten bir cemâl-i bâkîye müştak ve muhib bir surette halk edilmiştir. Ve madem bâkî bir cemal, zâil bir müştâka razı olamaz. Ve madem insan bilmediği veya yetişemediği veya tutamadığı bir maksuddan gelen hüzün ve elemden teselli bulmak için, o maksudun kusurunu bulmakla, belki gizli adâvet etmekle kendini teskin eder. Ve madem bu kâinat insan için halk edilmiş ve insan ise marifet ve muhabbet-i İlâhiye için yaratılmış. Ve madem bu kâinatın Hâlıkı, esmâsıyla sermedîdir. Ve madem esmâlarının cilveleri daim ve bâkî ve ebedî olacaktır. Elbette ve herhalde insan bir dâr-ı bekàya gidecek ve bir hayat-ı bâkiyeye mazhar olacaktır. Ve insanın kıymetini ve vazifelerini ve kemâlâtını bildiren, rehber-i âzam ve insan-ı ekmel olan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm, insana dair beyan ettiğimiz bütün kemâlâtı ve vazifeleri en ekmel bir surette kendinde ve dininde göstermesiyle gösteriyor ki: Nasıl kâinat insan için yaratılmış ve kâinattan maksud ve müntehap insandır. Öyle de, insandan dahi en büyük maksud ve en kıymettar müntehap ve en parlak âyine-i Ehad ve Samed, elbette Ahmed-i Muhammeddir.

Ümmetinin hasenatı adedince ona ve âline salât ve selâm olsun. Ya Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Ferd, yâ Hayy, yâ Kayyûm, yâ Hakem, yâ Adl, yâ Kuddûs! Furkan-ı Hakîminin hakkı için ve Habib-i Ekreminin hürmetine, Esmâ-i Hüsnânın hakkı için ve İsm-i Âzamın hürmetine Senden niyaz edip istiyoruz: Bizi nefsin ve şeytanın ve cin ve insanın şerrinden muhafaza buyur. Âmin…..Lem’alar

*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİMDEN HİSSEMİZ;*

Muhabbetullah, ittibâ-ı Sünnet-i muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâmı istilzam eder. Çünkü Allah’ı sevmek, Onun marziyâtını yapmaktır. Marziyâtı ise, en mükemmel bir surette zât-ı muhammediyede (a.s.m.) tezahür ediyor….Lem’alar

……Elbette bunun için denilebilir ki, Cemîl-i Zülcelâl, kendi cemâlini sevmesiyle, o cemâlin en mükemmel âyine-i zîşuuru olan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmı sever.

Hem kendi esmâsını sevmesiyle, o esmânın en parlak âyinesi olan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmı sever ve Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâma benzeyenleri dahi derecelerine göre sever.

Hem san’atını sevdiği için, elbette Onun san’atını en yüksek bir sadâ ile bütün kâinata neşreden ve semâvâtın kulağını çınlatan, ber ve bahri cezbeye getiren bir velvele-i zikir ve tesbihle ilân eden Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmı sever ve ona ittibâ edenleri de sever.

Hem masnuatını sevdiği için, o masnuatın en mükemmeli olan zîhayatı ve zîhayatın en mükemmeli olan zîşuuru ve zîşuurun en efdali olan insanları ve insanların bil’ittifak en mükemmeli olan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmı elbette daha ziyade sever.

Hem kendi mahlûkatının mehâsin-i ahlâkiyelerini sevdiği için, mehâsin-i ahlâkiyede bil’ittifak en yüksek mertebede bulunan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmı sever ve derecâta göre ona benzeyenleri dahi sever.

Demek, Cenâb-ı Hakkın rahmeti gibi, muhabbeti dahi kâinatı ihata etmiş. İşte, o hadsiz mahbuplar içindeki mezkûr beş vechinin herbir vechinde en yüksek makam, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâma mahsustur ki, “Habîbullah” lâkabı ona verilmiş….Mektubat

*Mu’cizât-ı Ahmediye (a.s.m.) risalesi çok harika düşmüş*. *Kim ona bakıyor; bir zevk-i hakikî hisseder*. …………………. *O yazdığın risale vasıtasıyla pek çok insanlar imanlarını kuvvetleştiriyorlar*; *Muhabbet-i Ahmediye (a.s.m.) kalblerinde ziyadeleşiyor*…………..Barla Lahikası Hüsrev’e hitâben yazılan bir mektup’tan… Mirzazâde
Said Nursî

*SALÂVAT-I ŞERİFEMİZ*

*Bismillâhirrahmânirrahîm*

İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale'n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. Lebbeyk.

"Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ ındeke a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât Âmin yâ mücîbed deavât, vel hamdü lillâhi rabbil âlemin”….

*“BİR MİLYON SALÂT BİR MİLYON SELÂM SENİN ÜZERİNE OLSUN EY MİSAL-İ MUHABBET“* ( 3 defa )

Bismillahirrahmanirrahim,

Fa'lem ennehu ( 1 defa) Lâ ilâhe illâllâh ( 99 ) Lâ ilâhe illâllâh Muhammedün Resulallah ( 1 Defa )

…İlâhî! Günahlar beni lâl etti. İsyanımın çokluğu yüzünden mahcubum. Gafletin şiddeti ise sesimi kıstı. İşte, ben de, seyyidim ve senedim Şeyh Abdülkadir Geylânî’nin sesiyle Senin dergâh-ı rahmetinin kapısını çalıyor ve onun, kapıcıya âşinâ nidasıyla Senin mağfiret kapında nida ediyorum:

Ey rahmeti herşeyi kuşatan ve ey herşeyin melekûtu elinde bulunan Zât; ey hiçbir şey Kendisine zarar veya fayda vermeyen Zât; ey hiçbir şey Kendisine galebe etmeyen ve hiçbir şey Kendisinden kaçıp gizlenmeyen, hiçbir şey Kendisine ağır gelmeyen ve hiçbir şeyin yardımına muhtaç olmayan, hiçbir şey Kendisini bir başka işten alıkoymayan, hiçbir şey Kendisine benzemeyen, ve hiçbir şey Kendisini hiçbir şeyden âciz bırakamayan Zât! Beni hiçbir şeyden hesaba çekmeyecek şekilde herşeyimi bağışla.

Ey herşeyi alnından tutup kudretine boyun eğdiren ve herşeyin anahtarları elinde bulunan Zât; ey herşeyden önce var olan Evvel, herşeyden sonra bâki kalan Âhir, herşeyin üstünde olan Zâhir, herşeyin içine ve arkaplanına nüfuz eden Bâtın, kudret ve galebesi herşeyin üstünde bulunan Kâhir! Benim herşeyimi bağışla. Şüphesiz Senin herşeye kudretin yeter.

Ey herşeyi her haliyle bilen Alîm ve herşeyi kuşatan Muhît ve herşeyi hakkıyla gören Basîr; ey herşey her an Kendisinin nazar-ı şuhudunda olan Şehîd ve herşeyi görüp gözeten Rakîb ve ilmi herşeyin bütün inceliklerine nüfuz eden Lâtif ve herşeyden hakkıyla haberdar olan Habîr! Beni hiçbir şeyden hesaba çekmeyecek şekilde, günah ve hatâ olarak her neyim varsa hepsini bağışla. Hiç şüphesiz, Senin herşeye kudretin yeter.

Allahım, gafletten ve kötü arzularımdan Senin izzet-i celâline ve celâl-i izzetine, Senin kudret-i saltanatına ve saltanat-ı kudretine sığınırım.

Ey kurtuluş isteyenlerin tahassungâhı olan Allahım! Beni şeytanî şehvetlerden kurtar; beşeriyetin kazuratından temizle; Nebîn olan Muhammed’i (s.a.v.) sıddıkiyet muhabbetiyle bana sevdirmek suretiyle beni gaflet paslarından ve cehalet vehimlerinden ter temiz kıl—öyle ki, enaniyet fena bulsun ve Allah’ın minnet bahrinde Allah’ın nimetlerine gark olmuş, Allah’tan alıkoyan her meşgaleye karşı Allah’ın kılıcıyla mansur, Allah’ın inayetiyle mahzuz ve Allah’ın himayesiyle mahfuz olarak herşey Allah için, Allah ile, Allah’a ve Allah’tan olsun.

Ey Nurların Nuru; ey bütün sırların Âlimi; ey gecenin ve gündüzün Müdebbiri; ey Melik; ey Azîz; ey Kahhâr; ey Rahîm; ey Vedûd; ey Gaffâr; ey gayb âlemlerini her haliyle bilen, kalbleri ve gözleri dilediği gibi halden hale çeviren; ey ayıpları örten ve ey günahları bağışlayan, günahlarımı bağışla; esbabın tazyikatına mâruz ve bütün kapılar yüzüne kapanmış ve doğru yolda gidenlerin yoluna gitmek kendisine zorlaşmış ve bir kazanç elde edemeden ömrünü ve nefsini gaflet ve mâsiyet meydanlarında bâd-ı hava harcamış olan kuluna merhamet et.

Ey dua edildiğinde cevap veren; ey hesapları sür’atle gören; ey Kerîm; ey Vehhâb, hastalığı büyük ve şifası zor, çaresi zayıf ve belâsı kuvvetli olan ve Senden başka melce ve ümidi bulunmayan kuluna merhamet et.
İlâhî, derdimi, üzüntümü ve şikâyetimi Sana arz ediyorum.

İlâhî, Senin dergâhında hüccetim, hacetimdir; azığım ise fakrım ve çaresizliğimdir.

İlâhî, Senin cömertlik denizlerinden bir damla bana yeter; Senin af nehirlerinden bir zerre bana kâfi gelir; ey Vedûd; ey Vedûd; ey Vedûd; ey şan ve şerefi herşeyden yüce olan Arş-ı Mecîd Sahibi; ey Mübdi’; ey Muîd; ey herşeyi dilediği gibi yapan Fa’âlün limâ Yürîd!

Arşının rükünlerini kaplayan nur-u veçhin hürmetine, bütün mahlûkatını hükmüne râm ettiğin kudretin hürmetine ve herşeyi kuşatan rahmetin hürmetine Senden istiyorum. Senden başka ilâh yoktur; ey Muğîs, bize imdad et. Ve bütün ömrüm boyunca işlediğim bütün günahları ve lisanımın hatâlarını rahmetinle bağışla; ey Erhamü’r-Râhimîn. Âmin. Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur……………………..Mesnev-i Nuriye Şemme,Bediüzzaman’nın R.A Münacat Tercümesi

*Subhâne rabbike rabbil izzeti ammâ yesifûn  Ve selâmun alâl murselîn Vel hamdu lillâhi rabbil âlemin*


El Fâtiha  / Allah Kabul Etsin





.