31 Ocak 2018 Çarşamba

ESMA VE SIFAT-I NEBİ NOTLARI - ( HÂTEM-ÜL ENBİYA A.S.M ) / EZKÂR No: 269

“ Es-Selâmü aleyküm ve rahmetu’l-lâh ”

“ Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.. Bismillâhirrahmânirrahîm “

“ Ve tüb aleynâ yâ tevvâbü yâ hakîmü tevbeten nasûhan liekûne minellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfüsehüm zekrullahe festeğferu li zünübihim vemen yeğfiruzzünûbe illallâhu …” (1 defa )

“ Estağfirullâh el azîm el kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi sübhânehu..”  ( 11 defa )

“*Allahu Ekber*…Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd..”

“ Ayet-el Kürsi..” ( 1-3-7 defa isteğe göre okunabilir)

“ Peygamber Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm’ın).. Tüm Peygamberlerin (Aleyhisselâm).. Ehl-i Beyt-i Nebevî ve Sahabe-i Kiramın.. (Radıyallahu Anhüm), Üstadımız Bediüzzaman (Radıyallahu anh).. Gavs-ı Âzam Abdülkâdir Geylânî (Kudduse sırruhu) Hazretlerinin.. Ahirete irtihâl eden Nur Talebelerinin (Rahmetullâhi-Aleyh) Ruhlarına 3 İhlas 1 Fâtiha…

“ Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm. ” (  3 defa )

 “ Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu yuhyî ve yumît. Vehuve Hayyun lâyemut, biyedihil hayr ve huve alâ kulli şey’in kadîr..”  ( 3 defa )

*Bismillâhirrahmânirrahîm*

“ Ve es’elüke biesmâike..Yâ ‘Adil..Yâ Kabil..Yâ Fâdil..YâFâ’il..Yâ Kâfıl..Yâ Câ’il..Yâ Kâmil..Yâ Fâtır..Yâ Tâlib..Yâ Matlûb…Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne neccinâ mine’n-nâr.”

Allahümme Rabbena hallisna ve ecirna ve neccina minen-nar..Ve afina va’fu anna ve edhil-nel Cennete dare kudsike meal-ebrar.. Bi-afvike ya Mücir, bi-fadlike ya Gaffar..Ve es’elüke bi-hakkı hazihil-esmail-kerimetis-şerifeti ves-sıfatil-celiletil-latifeti en-tusalli ala-seyyidina Muhammedin ve ala-alihi ve sahbihi bi-adedi hasenati Muhammedin.bismillah, hasbiyallah, la ilahe illallah, şehidallah, kul-hüvallah, maşaallah, Rabbiyallah, tebarekallah, tealallah, tevekkeltü alallah, fese-yekfikehümullah, ve hüves-semiul-alim.Sübhaneke ya la ilahe illa entel-emanül-eman la uhsi senaen aleyke ente kema esneyte ala nefsik ya Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya Gafur, ya Şekur.. es’elüke bima ahsaytehu aleyke min-esmaikel-hüsna ve sıfatikel-ulya ve kelimatiket-tammeti en tağfire li ve li-valideyye ve li-üstadi Saidin-Nursi ve li-talebeti resailin-nur ve li-cemiil-mü’minine vel mü’minati vel-müslimine vel-müslimati el-ahyai minhüm vel-emvat.. Ve terhamena rahmeten tuğnina biha an rahmeti men sivake min-halkike.. ve en takdiye havayicena ve tu’tiyena sualena fid-dünya vel ahireti ve tahtime lena bis-seadeti veş-şehadeti vel-kerameti vel-büşra inde firakid-dünya..ve tecziye Muhammeden sallallahü aleyhi ve sellem anna ma hüve ehlühü ve müstahakkuh.. ve en la tekilena ala-enfüsina tarfete aynin vela ila-ehadin-min-halkik.. Ve tusliha lena şe’nena ve en tahrusena bi-aynikelleti la tenamu ve tahfezana bi-rüknikellezi la yüramu ya zelcelali vel-ikram..Ve en tasrife anna ve ammen ullika aleyhi hazihil-esmau afetel-cinni vel-insi veş-şeyatin ve zelzeletel ardi ve dekdeketel-cibali min-haşyetih.. Ve afetettauni vel-vebai ve aynes-sui ve veceal-cevarihi ve sairel-afat.. Ve tahfezana min-külli şerrin ve suin..Ve terzukanas-selamete vel-afiyete vel hayra fid-dünya vel-ahireti bi-rahmetike ya erhamer-rahimin.. Ve sallallahü ala-seyyidina Muhammedin ve alihi ve sahbihi ecmain.. Velhamdü lillahi rabbil-alemin…………..

"*Allahu Ekber*…Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.."

*“ESMA VE SIFAT-I NEBİ ( A.S.M ) HAKKINDA NOTLAR”*

 “ Bismillâhirrahmânirrahim..”

80 -*HÂTEM-ÜL ENBİYA* *(A.S.M)*

Anlamı: Peygamberlerin en sonuncusu olan Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

“Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir. Ancak o Allah’ın Resûlü ve Hatemu’l-Enbiyadır. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzab, 33/40)

“ Şüphesiz benimle diğer peygamberlerin durumu şu misale benzer: Adamın biri bir saray yapmış, onu güzelleştirip mükemmel bir şekilde tamamlamış, fakat bir tuğla yeri boş kalmıştır. Herkes gelip bu saraya giriyor ve ona hayran kalıyor ve: ‘Şu boş kalan tuğla yeri olmasa, bu köşke diyecek yok!’ diyorlar. İşte ben o köşkü tamamlayan tuğlayım. ” Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm

“Ben altı şeyle diğer peygamberlerden üstün kılındım: Az sözle çok şey ifade etme kabiliyeti bana verildi. Düşmanın kalbine korku salınarak zafere ulaşmam sağlandı. Savaştan alınan ganimetler bana helal kılındı. Bütün yeryüzü benim için temiz bir mekân ve bir mescit kılındı. Ben bütün insanlara peygamber gönderildim. Peygamberler zinciri benimle son buldu.” Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm

*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*

Rabbimizi bize tarif eden üç büyük, küllî muarrif var: Birisi şu kitab-ı kâinattır ki, bir nebze şehadetini on üç Lem’a ile Arabî Nur Risalesinden On Üçüncü Dersten işittik. Birisi şu kitab-ı kebîrin âyet-i kübrâsı olan Hâtemü’l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Birisi de Kur’ân-ı Azîmüşşandır. Şimdi, şu ikinci burhan-ı nâtıkı olan Hâtemü’l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz.

Evet, o burhanın şahs-ı mânevîsine bak:

Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrap, Medine bir minber; o burhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkep bir halka-i zikrin serzâkiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya tarâvettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, herbir dâvâsını, mu’cizatlarına istinat eden bütün enbiya ve kerametlerine itimat eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar.

Zira, o Lâ ilâhe illâllah der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icmâ ile, mânen Sadakte ve bilhakkı natakte derler.

Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesapsız imzalarla teyid edilen bir müddeâya parmak karıştırsın?..Sözler

….İşte, şu Risale de, baştan buraya kadar gösteriyor ki, şu kâinatın her nev’i, her âlemi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı tanır, alâkadardır. Herbir nev-i kâinatta onun mu’cizâtı görünüyor. Demek, o zât-ı Ahmediye (a.s.m.), Cenâb-ı Hakkın fakat “kâinatın Hâlıkı” itibarıyla ve “bütün mahlûkatın Rabbi” ünvanıyla memurudur ve resulüdür. Evet, nasıl ki bir padişahın büyük ve müfettiş bir memurunu herbir daire bilir ve tanır; hangi daireye girse onunla münasebettar olur. Çünkü umumun padişahı namına bir memuriyeti var. Eğer meselâ yalnız adliye müfettişi olsa, o vakit adliye dairesiyle münasebettar olur; başka daireler onu pek tanımaz. Ve askeriye müfettişi olsa, mülkiye dairesi onu bilmez. Öyle de, anlaşılıyor ki, bütün devâir-i saltanat-ı İlâhiyede, melekten tut, tâ sineğe ve örümceğe kadar herbir taife onu tanır ve bilir veya bildirilir. Demek, Hâtemü’l-Enbiyâ ve Resulü Rabbi’l-Âlemîndir. Ve umum enbiyanın fevkinde, risaletinin şümulü var….Mektubat

…………..

1. Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, resuldür.
2. Ekmelü’r-Rusüldür.
3. Hâtemü’l-Enbiyadır.
4. Risaleti, âmmedir.
5. Şeriati, sâir şeriatlerin mehâsinini cem ile onların nâsihidir…. İşaratü'l-İ'caz

*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİMDEN/SIFATTAN HİSSEMİZ;*


Allahım! Esmâ-i Hüsnânın tecelliyâtına câmi’ bir ayna oluşu sırrıyla, esmâ ve sıfâtının güzelliğine olan kudsî muhabbetinin envârı onda temessül eden, masnuâtının en ekmeli ve en bedîi, kemâlât-ı san’atının enmuzeci ve mehâsin-i nukuşunun fihristesi olması hasebiyle, masnuâtındaki san’atına olan kudsî muhabbetinin şuaları onda temerküz eden, mehâsin-i san’atının en âli dellâlı, nukuşunun güzelliklerini ilân edenler arasında sesçe en yüksek oluşu ve kemâlât-ı san’atının en güzel medîhelerini dile getirişi sebebiyle, san’atının istihsânına muhabbet ve rağbetinin en lâtif cilveleri onda tezahür eden, Senin ihsânın olan mehâsin-i ahlâkın kâffesini ve eser-i fazlın olan letâif-i evsâfın hepsini câmi’ olması sırrıyla, mahlûkatının güzel ahlâkına ve masnuâtının lâtif evsâfına olan muhabbet ve istihsânının aksâmı onda tecemmu eden, Furkan’ında muhsinlerden, sâbirlerden, mü’minlerden, müttakîlerden, tevvâbînden, evvâbînden ve Kendini onlara sevdirdiğin ve muhabbetinle onları şereflendirdiğin bilcümle esnâf-ı ibâdın için doğru bir mihenk ve fâik bir mikyas teşkil eden, ve öyle bir mihenk ve mikyas ki, Senin habiplerinin imamı ve Senin mahbuplarının seyyidi ve Senin dostlarının reisi olan zâta, bütün ashâbına ve ihvânına, salât ve selâm et. Âmin, rahmetinle ey Erhamürrâhimîn… Yirmi Yedinci Söz

*SALÂVAT-I ŞERİFEMİZ*

*Bismillâhirrahmânirrahîm*,

*İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale'n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ*. *Lebbeyk*.

"Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ ındeke a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât Âmin yâ mücîbed deavât, vel hamdü lillâhi rabbil âlemin”

*Bismillahirrahmanirrahim*,

*Fa'lem ennehu* ( 1 defa) *Lâ ilâhe illâllâh* ( 99 ) *Lâ ilâhe illâllâh Muhammedün Resulallah* ( 1 Defa )

*BİR MİLYON SALÂT BİR MİLYON SELÂM SENİN ÜZERİNE OLSUN EY HÂTEM-ÜL ENBİYA OLAN HAZRETİ MUHAMMED SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM* ( 3 defa )

*Esselâtü vesselâmü aleyke Yâ Resulallah* ( 160 defa )

*Subhâne rabbike rabbil izzeti ammâ yesifûn  Ve selâmun alâl murselîn Vel hamdu lillâhi rabbil âlemin*


El Fâtiha  / Allah Kabul Etsin




.

30 Ocak 2018 Salı

ESMA VE SIFAT-I NEBİ NOTLARI - ( BÜTÜN RESULLERİN EKMELİ A.S.M ) / EZKÂR No: 268

“ Es-Selâmü aleyküm ve rahmetu’l-lâh ”

“ Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.. Bismillâhirrahmânirrahîm “

“ Ve tüb aleynâ yâ tevvâbü yâ hakîmü tevbeten nasûhan liekûne minellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfüsehüm zekrullahe festeğferu li zünübihim vemen yeğfiruzzünûbe illallâhu …” (1 defa )

“ Estağfirullâh el azîm el kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi sübhânehu..”  ( 11 defa )

“*Allahu Ekber*…Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd..”

“ Ayet-el Kürsi..” ( 1-3-7 defa isteğe göre okunabilir)

“ Peygamber Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm’ın).. Tüm Peygamberlerin (Aleyhisselâm).. Ehl-i Beyt-i Nebevî ve Sahabe-i Kiramın.. (Radıyallahu Anhüm), Üstadımız Bediüzzaman (Radıyallahu anh).. Gavs-ı Âzam Abdülkâdir Geylânî (Kudduse sırruhu) Hazretlerinin.. Ahirete irtihâl eden Nur Talebelerinin (Rahmetullâhi-Aleyh) Ruhlarına 3 İhlas 1 Fâtiha…

“ Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm. ” (  3 defa )

 “ Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu yuhyî ve yumît. Vehuve Hayyun lâyemut, biyedihil hayr ve huve alâ kulli şey’in kadîr..”  ( 3 defa )

*Bismillâhirrahmânirrahîm*

“ Yâ Ze’l-cûdi ve’n-ni’âm..Yâ Ze’l-fadli ve’l-keram..Yâ Ze’l-be’si ve’n-nikam..Yâ Hâlika’l-levhi ve’l-kalem ..Yâ Bârie’z-zerri ve’n-nesem..Yâ Mülhime’l-‘arabi ve’l-‘acem   Yâ Kâşife’drdurri ve’l-elem..Yâ ‘Alime’s-sirri ve’l-himem..Yâ Men lehü’l-beytü ve’l-haram..Yâ Men yahlüku’l-eşyâe mine’l-‘adem…Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne neccinâ mine’n-nâr “

Allahümme Rabbena hallisna ve ecirna ve neccina minen-nar..Ve afina va’fu anna ve edhil-nel Cennete dare kudsike meal-ebrar.. Bi-afvike ya Mücir, bi-fadlike ya Gaffar..Ve es’elüke bi-hakkı hazihil-esmail-kerimetis-şerifeti ves-sıfatil-celiletil-latifeti en-tusalli ala-seyyidina Muhammedin ve ala-alihi ve sahbihi bi-adedi hasenati Muhammedin.bismillah, hasbiyallah, la ilahe illallah, şehidallah, kul-hüvallah, maşaallah, Rabbiyallah, tebarekallah, tealallah, tevekkeltü alallah, fese-yekfikehümullah, ve hüves-semiul-alim.Sübhaneke ya la ilahe illa entel-emanül-eman la uhsi senaen aleyke ente kema esneyte ala nefsik ya Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya Gafur, ya Şekur.. es’elüke bima ahsaytehu aleyke min-esmaikel-hüsna ve sıfatikel-ulya ve kelimatiket-tammeti en tağfire li ve li-valideyye ve li-üstadi Saidin-Nursi ve li-talebeti resailin-nur ve li-cemiil-mü’minine vel mü’minati vel-müslimine vel-müslimati el-ahyai minhüm vel-emvat.. Ve terhamena rahmeten tuğnina biha an rahmeti men sivake min-halkike.. ve en takdiye havayicena ve tu’tiyena sualena fid-dünya vel ahireti ve tahtime lena bis-seadeti veş-şehadeti vel-kerameti vel-büşra inde firakid-dünya..ve tecziye Muhammeden sallallahü aleyhi ve sellem anna ma hüve ehlühü ve müstahakkuh.. ve en la tekilena ala-enfüsina tarfete aynin vela ila-ehadin-min-halkik.. Ve tusliha lena şe’nena ve en tahrusena bi-aynikelleti la tenamu ve tahfezana bi-rüknikellezi la yüramu ya zelcelali vel-ikram..Ve en tasrife anna ve ammen ullika aleyhi hazihil-esmau afetel-cinni vel-insi veş-şeyatin ve zelzeletel ardi ve dekdeketel-cibali min-haşyetih.. Ve afetettauni vel-vebai ve aynes-sui ve veceal-cevarihi ve sairel-afat.. Ve tahfezana min-külli şerrin ve suin..Ve terzukanas-selamete vel-afiyete vel hayra fid-dünya vel-ahireti bi-rahmetike ya erhamer-rahimin.. Ve sallallahü ala-seyyidina Muhammedin ve alihi ve sahbihi ecmain.. Velhamdü lillahi rabbil-alemin…………..

"*Allahu Ekber*…Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.."

*“ESMA VE SIFAT-I NEBİ ( A.S.M ) HAKKINDA NOTLAR”*

 “ Bismillâhirrahmânirrahim..”

79 -*BÜTÜN RESULLERİN EKMELİ* *(A.S.M)*

Anlamı: Bütün peygamberlerin en mükemmeli olan Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

"İşte bu peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık Onlardan Allah'ın kendilerine hitabettiği derecelerle yükselttikleri vardır." (Bakara, 2 / 253)

Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm Resulullahtır ve bütün Resullerin ekmelidir ve bütün mahlûkatın efdalidir.

Meleklerin, insanların ve cinlerin sayısınca ona salât ve selâm olsun……..Mektubat

*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*

…Hikâyede bir yâver-i ekremden bahsedilmiş ve denilmiş ki: Kör olmayan herkes onun nişanlarını görmekle anlar ki, o zât padişahın emriyle hareket eder ve onun has bendesidir. İşte o yâver-i ekrem, Resul-i Ekremdir (aleyhissalâtü vesselâm).

Evet, şöyle müzeyyen bir kâinatın öyle mukaddes bir Sâniine böyle bir Resul-i Ekrem, ışık şemse lüzumu derecesinde elzemdir. Çünkü nasıl güneş ziya vermeksizin mümkün değildir. Öyle de, Ulûhiyet de peygamberleri göndermekle kendini göstermeksizin mümkün değildir.

Hem hiç mümkün olur mu ki, nihayet kemâlde olan bir cemâl, gösterici ve tarif edici bir vasıta ile kendini göstermek istemesin?

Hem mümkün olur mu ki, gayet cemâlde bir kemâl-i san’at, onun üzerine enzar-ı dikkati celb eden bir dellâl vasıtasıyla teşhir istemesin?

Hem hiç mümkün olur mu ki, bir rububiyet-i âmmenin saltanat-ı külliyesi, kesret ve cüz’iyat tabakatında vahdâniyet ve samedâniyetini, zülcenâheyn bir meb’us vasıtasıyla ilânını istemesin? Yani, o zât, ubûdiyet-i külliye cihetiyle kesret tabakatının dergâh-ı İlâhîye elçisi olduğu gibi, kurbiyet ve risalet cihetiyle dergâh-ı İlâhînin kesret tabakatına memurudur.

Hem hiç mümkün olur mu ki, nihayet derecede bir hüsn-ü zâtî sahibi, cemâlinin mehasinini ve hüsnünün letaifini âyinelerde görmek ve göstermek istemesin? Yani, bir habib resul vasıtasıyla-ki hem habibdir, ubûdiyetiyle kendini Ona sevdirir, âyinedarlık eder; hem resuldür, Onu mahlûkatına sevdirir, cemâl-i esmâsını gösterir.

Hem hiç mümkün olur mu ki, acip mucizelerle, garip ve kıymettar şeylerle dolu hazineler sahibi, sarraf bir tarif edici ve vassaf bir teşhir edici vasıtasıyla enzar-ı halka arz ve başlarında izhar etmekle, gizli kemâlâtını beyan etmek irade etmesin ve istemesin?

Hem mümkün olur mu ki, bu kâinatı bütün esmâsının kemâlâtını ifade eden masnuatla tezyin ederek seyir için garip ve ince san’atlarla süslenilmiş bir saraya benzetsin de, rehber bir muallim tayin etmesin?

Hem hiç mümkün olur mu ki, bu kâinatın Sahibi, şu kâinatın tahavvülâtındaki maksat ve gaye ne olacağını müş’ir tılsım-ı muğlâkını, hem mevcudatın “Nereden? Nereye? Necisin?” üç sual-i müşkülün muammasını bir elçi vasıtasıyla açtırmasın?

Hem hiç mümkün olur mu ki, bu güzel masnuat ile kendini zîşuura tanıttıran ve kıymetli nimetler ile kendini sevdiren Sâni-i Zülcelâl, onun mukabilinde zîşuurdan marziyatı ve arzuları ne olduğunu bir elçi vasıtasıyla bildirmesin?

Hem hiç mümkün olur mu ki, nev-i insanı şuurca kesrete müptelâ, istidatça ubûdiyet-i külliyeye müheyya suretinde yaratıp, muallim bir rehber vasıtasıyla onları kesretten vahdete yüzlerini çevirmek istemesin?

Daha bunlar gibi çok vezaif-i nübüvvet var ki, herbiri bir burhan-ı kat’îdir ki, Ulûhiyet risaletsiz olamaz.

Şimdi, acaba âlemde Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan beyan olunan evsâf ve vezaife daha ehil ve daha cami’ kim zuhur etmiş? Ve rütbe-i risalete ve vazife-i tebliğe ondan daha elyak, daha evfak hiç zaman göstermiş midir?

Hayır, asla ve kat’a! Belki o, bütün resullerin seyyididir, bütün enbiyanın imamıdır, bütün asfiyanın serveridir, bütün mukarrebînin akrebidir, bütün mahlûkatın ekmelidir, bütün mürşidlerin sultanıdır.

Evet, ehl-i tahkikatın ittifakıyla, şakk-ı kamer ve parmaklarından su akması gibi bine bâliğ mucizâtından, had ve hesaba gelmez delâil-i nübüvvetinden başka, Kur’ân-ı Azîmüşşan gibi bir bahr-i hakaik ve kırk vech ile mucize olan mucize-i kübrâ, güneş gibi risaletini göstermeye kâfidir. Başka risalelerde ve bilhassa Yirmi Beşinci Sözde Kur’ân’ın kırka karib vücuh-u i’câzından bahsettiğimizden, burada kısa kesiyoruz….Onuncu Söz

…Hem madem nev-i beşerde nübüvvet vardır. Ve yüz binler zât, nübüvvet dâvâ edip mu’cize gösterenler gelip geçmişler.Elbette, umumun fevkinde bir kat’iyetle, nübüvvet-i Ahmediye (a.s.m.) sabittir. Çünkü, İsâ Aleyhisselâm ve Mûsâ Aleyhisselâm gibi umum resullere nebî dedirten ve risaletlerine medar olan delâil ve evsaf ve vaziyetler ve ümmetlerine karşı muameleler, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmda daha ekmel, daha câmi bir surette mevcuttur.

Madem hükm-ü nübüvvetin illeti ve sebebi, zât-ı Ahmedîde (a.s.m.) daha mükemmel mevcuttur. Elbette, hükm-ü nübüvvet, umum enbiyadan daha vâzıh bir kat’iyetle ona sabittir…Mektubat

*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİMDEN/SIFATTAN HİSSEMİZ;*

Ezelden ebede her türlü hamd, Allah’a mahsustur. Onun varlığının vâcib olduğuna öyle bir zat delâlet eder, insanlara Onun celâl ve cemal ve kemalinin sıfatlarını öyle bir zat ilân eder ve Onun birliği bütün kâinatı kaplamış Vâhid ve kâinatı bir şehir gibi bir birlik içinde yaratan Ferd ve Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmadığı halde herşeyin Kendisine ihtiyacını arzettiği Samed olduğuna öyle bir zat şahitlik eder ki, o

             bütün kâinatın ve bütün peygamber ve evliyanın tasdikiyle doğrulanmış en doğru şâhit ve bütün tahkik ehlinin tahkikleriyle teyit edilmiş konuşan delil,

             bütün peygamber ve resullerin icmâ ve tasdik ve mucizelerinin sırrına mazhar olan efendisi,

             bütün evliya ve sıddıkların ittifak ve tahkik ve kerametlerini ihtiva eden imamı,

             daha peygamber olmadan peygamber olacağını gösteren harika irhasat ve bâhir mucizeler ve kesin ve açık deliller sahibi,

             zâtında güzel hasletlerin en son mertebelerini, vazifesinde yüksek ahlâkı, şeriatında en yüksek seciyeleri câmi,

             Kur’ân’ı indiren celâl sahibi Zâtın başarılı kılması ve Kur’ân’ın i’câzı ve kendisine Kur’ân inen zâtın ona kuvvetli imanı ve Kur’ân’ın muhatabı olan ümmetinin keşif ve tahkiklerinin icmâıyla, Rabbânî vahyin mazharı,

             gayb âlemini ve melekût âlemini seyir ve temâşâ eden,

             ruhları müşahede ve meleklere refakat eden ve cin ve insanların mürşidi olan,

             yaratılış ağacının en münevver meyvesi...

Hakkın siracı, hakikatin burhanı, muhabbetin lisanı, rahmetin timsali, kâinat tılsımının keşfedicisi, yaratılış muammasının halledicisi, Rububiyet saltanatının dellâlı,

             Kâinatın Yaratıcısının, bu varlıkları yaratmasındaki gayesinin meydana çıkış sebebi,

             kâinatın kemâlâtının meydana çıkış vasıtası,

             mânevî şahsiyetinin yüksek işaretiyle, Kâinat Yaratıcısının bu kâinatı onu nazara alarak yarattığı anlaşılan (öyle ki, Âlemin San’atkârı ona bakmış, onun ve emsâlinin hürmetine bu âlemi yaratmış),

             düsturlarıyla, iki dünya saadetinin düsturlarına bir fihriste olan din ve şeriat ve İslâmiyetin sahibidir. Öyle ki, o din, âdetâ kâinat kitabından süzülmüş bir fihriste, Kur’ân ise bu kâinat âyetlerini okumak için ona inmiş gibidir. Onun getirdiği hak din şu vaziyetiyle, Kâinat Nâzımının nizamı olduğuna işaret eder. Çünkü şu noksansız tam düzen içindeki kâinatın düzenleyicisi kim ise, bu en iyi ve en güzel düzen olan dinin nâzımı da Odur.

Yer ve gökler var oldukça salâvâtın en üstünü ve selâmetin en mükemmeli, biz Âdemoğulları topluluğunun efendisi ve biz mü’minler topluluğunun imana yönlendiricisi olan Abdulmuttalib’in torunu ve Abdullah’ın oğlu Muhammed’in (asm) üzerine olsun.

Bu vahdaniyet şahidi, kendisi bu görünen âlemde iken, gayb âlemine dair herkesin gözü önünde öyle haberler verir ki, hali ve tavrı, gayb âlemini bizzat gören bir kimsenin tavrıdır.

Evet, görülüyor ki, kendisi görür, sonra da, asırların ve kıt’aların arkasından, en yüksek bir sesle insan taifelerine seslenerek şahitlik eder.

Evet, geçmişin derelerinden geleceğin tepelerine kadar bütün kuvvetiyle işitilen ses, onun sesidir…..Yirmi Dokuzuncu Lem'a / Dördüncü Bab

*SALÂVAT-I ŞERİFEMİZ*

*Bismillâhirrahmânirrahîm*,

*İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale'n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ*. *Lebbeyk*.

"Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ ındeke a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât Âmin yâ mücîbed deavât, vel hamdü lillâhi rabbil âlemin”

*Bismillahirrahmanirrahim*,

*Fa'lem ennehu* ( 1 defa) *Lâ ilâhe illâllâh* ( 99 ) *Lâ ilâhe illâllâh Muhammedün Resulallah* ( 1 Defa )

*BİR MİLYON SALÂT BİR MİLYON SELÂM SENİN ÜZERİNE OLSUN EY BÜTÜN RESULLERİN EKMELİ OLAN HAZRETİ MUHAMMED SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM* ( 3 defa )

*Allahümme Salli âlâ Seyyidina Muhammedin ve âlâ Âli seyyidina Muhammed* ( 100 defa )

*Subhâne rabbike rabbil izzeti ammâ yesifûn  Ve selâmun alâl murselîn Vel hamdu lillâhi rabbil âlemin*


El Fâtiha  / Allah Kabul Etsin




.

29 Ocak 2018 Pazartesi

ESMA VE SIFAT-I NEBİ NOTLARI - ( RAHMETEN LİL-ÂLEMÎN A.S.M ) / EZKÂR No: 267

“ Es-Selâmü aleyküm ve rahmetu’l-lâh ”

“ Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.. Bismillâhirrahmânirrahîm “

“ Ve tüb aleynâ yâ tevvâbü yâ hakîmü tevbeten nasûhan liekûne minellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfüsehüm zekrullahe festeğferu li zünübihim vemen yeğfiruzzünûbe illallâhu …” (1 defa )

“ Estağfirullâh el azîm el kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi sübhânehu..”  ( 11 defa )

“*Allahu Ekber*…Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd..”

“ Ayet-el Kürsi..” ( 1-3-7 defa isteğe göre okunabilir)

“ Peygamber Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm’ın).. Tüm Peygamberlerin (Aleyhisselâm).. Ehl-i Beyt-i Nebevî ve Sahabe-i Kiramın.. (Radıyallahu Anhüm), Üstadımız Bediüzzaman (Radıyallahu anh).. Gavs-ı Âzam Abdülkâdir Geylânî (Kudduse sırruhu) Hazretlerinin.. Ahirete irtihâl eden Nur Talebelerinin (Rahmetullâhi-Aleyh) Ruhlarına 3 İhlas 1 Fâtiha…

“ Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm. ” (  3 defa )

 “ Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu yuhyî ve yumît. Vehuve Hayyun lâyemut, biyedihil hayr ve huve alâ kulli şey’in kadîr..”  ( 3 defa )

*Bismillâhirrahmânirrahîm*

“ Yâ Men lâ şerîke lehû velâ vezir..Yâ Men lâ şebîhe lehû velâ nezîr..Yâ Hâlika’ş-şemsi ve’l-kameri’l-münîr..Yâ Müğniye’l-bâisi’l-fakîr .. Yâ Râzika’t-tıfli’s-sağîr..Yâ Râhime’ş-şeyhi’l-kebir
Yâ ‘Ismete’l-hâifi’l-müstecîr..Yâ Men hüve bi’ibâdihî basîr..Yâ Men hüve bihavâyici’l-‘ibâdi habîr
Yâ Men hüve ‘alâ külli şey’in kadîr…Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne neccinâ mine’n-nâr.”

Allahümme Rabbena hallisna ve ecirna ve neccina minen-nar..Ve afina va’fu anna ve edhil-nel Cennete dare kudsike meal-ebrar.. Bi-afvike ya Mücir, bi-fadlike ya Gaffar..Ve es’elüke bi-hakkı hazihil-esmail-kerimetis-şerifeti ves-sıfatil-celiletil-latifeti en-tusalli ala-seyyidina Muhammedin ve ala-alihi ve sahbihi bi-adedi hasenati Muhammedin.bismillah, hasbiyallah, la ilahe illallah, şehidallah, kul-hüvallah, maşaallah, Rabbiyallah, tebarekallah, tealallah, tevekkeltü alallah, fese-yekfikehümullah, ve hüves-semiul-alim.Sübhaneke ya la ilahe illa entel-emanül-eman la uhsi senaen aleyke ente kema esneyte ala nefsik ya Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya Gafur, ya Şekur.. es’elüke bima ahsaytehu aleyke min-esmaikel-hüsna ve sıfatikel-ulya ve kelimatiket-tammeti en tağfire li ve li-valideyye ve li-üstadi Saidin-Nursi ve li-talebeti resailin-nur ve li-cemiil-mü’minine vel mü’minati vel-müslimine vel-müslimati el-ahyai minhüm vel-emvat.. Ve terhamena rahmeten tuğnina biha an rahmeti men sivake min-halkike.. ve en takdiye havayicena ve tu’tiyena sualena fid-dünya vel ahireti ve tahtime lena bis-seadeti veş-şehadeti vel-kerameti vel-büşra inde firakid-dünya..ve tecziye Muhammeden sallallahü aleyhi ve sellem anna ma hüve ehlühü ve müstahakkuh.. ve en la tekilena ala-enfüsina tarfete aynin vela ila-ehadin-min-halkik.. Ve tusliha lena şe’nena ve en tahrusena bi-aynikelleti la tenamu ve tahfezana bi-rüknikellezi la yüramu ya zelcelali vel-ikram..Ve en tasrife anna ve ammen ullika aleyhi hazihil-esmau afetel-cinni vel-insi veş-şeyatin ve zelzeletel ardi ve dekdeketel-cibali min-haşyetih.. Ve afetettauni vel-vebai ve aynes-sui ve veceal-cevarihi ve sairel-afat.. Ve tahfezana min-külli şerrin ve suin..Ve terzukanas-selamete vel-afiyete vel hayra fid-dünya vel-ahireti bi-rahmetike ya erhamer-rahimin.. Ve sallallahü ala-seyyidina Muhammedin ve alihi ve sahbihi ecmain.. Velhamdü lillahi rabbil-alemin…………..

"*Allahu Ekber*…Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.."

*“ESMA VE SIFAT-I NEBİ ( A.S.M ) HAKKINDA NOTLAR”*

 “ Bismillâhirrahmânirrahim..”

78 -*RAHMETEN LİL-ÂLEMÎN* *(A.S.M)*

Anlamı: Allah’ın bütün yaratıkların iyiliğini isteyip onlara yardım etme İnceliği, ihsan, affetmek ve acıyıp esirgemesinin tezahürü, kullarına sevgi, şefkat ve merhametini asar ve hidayeti ile izhar etmesinin temsilcisi, göstericisi, mahzarı..mülk ve melekut alemlerinde rahmetin, kendisini kendisiyle gösterdiği zat olan  Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

*Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn.**Biz seni, ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik*.(Enbiyâ, 21/107)

*Andolsun içinizden size aziz bir peygamber gelmiştir*.(Tevbe, 9/128)

*Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeci, bir uyarıcı, Allah`ın izniyle Allah`a çağıran ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik*. (Ahzap, 33/45 ve 46)

*Ve sen elbette yüksek bir ahlâka sahipsin*. (Kalem, 68/4)

*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*

Hem kendi san’atını beğendirmek ve nazar-ı dikkati celb etmek ve masnuunu ve seyircilerini memnun etmek için herşeyde öyle bir nazik san’at ve ince hikmet ve âlî zînet ve şefkatli bir tertib ve tatlı vaziyet görünüyor; bedahet derecesinde anlaşılır ki, kendini zîşuurlara bildirmek ve tanıttırmak isteyen perde-i gayb arkasında öyle bir san’atkâr var ki, herbir san’atıyla çok hünerlerini ve kemâlâtını teşhirle kendini sevdirmek ve medh ü senâsını ettirmek ister.

Hem zîşuur mahlûkları minnettar ve mesrur ve kendine dost etmek için tesadüfe havâlesi imkân haricinde ve umulmadığı yerden leziz nimetlerin her çeşidini onlara ihsan ediyor.

Hem derin bir şefkati ve yüksek bir merhameti ihsas eden mânevî ve kerîmâne bir muamele, bir muarefe ve lisan-ı hal ile ve dostâne bir mükâleme ve dualarına rahîmâne bir mukabele görünüyor.

Demek bu güneş gibi zâhir olan tanıttırmak ve sevdirmek keyfiyeti arkasında müşahede edilen lezzetlendirmek ve nimetlendirmek ikramı ise, gayet esaslı bir irade-i şefkat ve gayet kuvvetli bir arzu-yu merhametten ileri geliyor. Ve böyle kuvvetli bir irade-i şefkat ve rahmet ise, hiçbir cihette ihtiyacı olmayan bir Müstağnî-i Mutlakta bulunması elbette ve herhalde kendini âyinelerde görmek ve göstermek isteyen ve tezahür etmek, mâhiyetinin muktezası ve tebarüz etmek, hakikatinin şe’ni bulunan nihayet kemâlde bir cemâl-i bîmisâl ve ezelî bir hüsn-ü lâyezâli ve sermedî bir güzellik vardır ki, o cemâl kendini muhtelif âyinelerde görmek ve göstermek için merhamet ve şefkat suretine girmiş, sonra zîşuur âyinelerinde in’âm ve ihsan vaziyetini almış, sonra tahabbüb ve taarrüf, yani kendini tanıttırmak ve bildirmek keyfiyetini takmış, sonra masnuatı ziynetlendirmek, güzelleştirmek ışığını vermiş….Şualar

…İsm-i Rahmân’ın cilvesi olan rahmet-i vâsia, o Rahmeten li’l-Âlemîn ile tezahür eder. Ve ism-i Vedûdun cilvesi olan tahabbüb-ü İlâhî ve taarrüf-ü Rabbânî, o Habib-i Rabbü’l-Âlemîn ile netice verir, mukabele görür…Lem’alar

…Hem o melek, cin ve beşerin seyyidi olan zât, şu kâinat ağacının en münevver ve mükemmel meyvesi ve Rahmet-i İlâhiyenin timsali ve muhabbet-i Rabbâniyenin misali ve Hakkın en münevver burhanı ve hakikatin en parlak sirâcı ve tılsım-ı kâinatın miftahı ve muammâ-yı hilkatin keşşafı ve hikmet-i âlemin şârihi ve saltanat-ı İlâhiyenin dellâlı ve mehâsin-i san’at-ı Rabbâniyenin vassâfı; ve câmiiyet-i istidat cihetiyle, o zât mevcudattaki kemâlâtın en mükemmel enmuzecidir. Öyle ise, o zâtın şu evsâfı ve şahsiyet-i mâneviyesi işaret eder, belki gösterir ki, o zât kâinatın illet-i gaiyesidir. Yani, “O zâta şu kâinatın Hâlıkı bakmış, kâinatı halk etmiştir. Eğer onu icad etmeseydi, kâinatı dahi icad etmezdi” denilebilir. Evet, cin ve inse getirdiği hakaik-i Kur’âniye ve envâr-ı imaniye ve zâtında görünen ahlâk-ı âliye ve kemâlât-ı sâmiye, şu hakikate şahid-i katı’dır…Mektubat

…İnsanı halk edip Kur’ân’ı ona talim eden Zât-ı Zülcelâlin Rahmân ismiyle tecellî-yi kübrasına, Rahmetin tecelliyatı adedince ona hamd ü senâ ederek ve Seyyidü’l-beşer Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı Rahmeten Lil’âlemîn gönderdiği o Resul-i Ekremine Risaletin semereleri adedince ona, âl ve ashabına salât ü selâm ve hadsiz şükrediyoruz ki, onun mu’cize-i kübrası ve hakaik-ı kâinatın remizleri ve işaretleri ile tamamıyla cem edilen Kur’ân-ı Azîmüşşan asırların geçmesi ile dâim, bâkî ve nev-i beşere mürşid, tâ kıyamete kadar beka vermiş. Ve o Resul-i Ekremi onlara Üstad-ı Azam eylemiş… Emirdağ Lâhikası – II

…Muhammed Senin kulun, peygamberin, âlemlerde seçkin kıldığın kulun, dostun, mülkünün güzelliği, san’atının melîki, inayetinin pınarı, hidayetinin güneşi, muhabbetinin lisanı, rahmetinin misali, mahlûkatının nuru, mevcudatının şerefi, kâinatının tılsımının keşfedicisi, rububiyet saltanatının dellâlı, isimlerinin hazinelerinin tarif edicisi, kullarına Senin emirlerini talim edici, kâinat kitabının âyetlerinin tefsir edicisi, yarattığın varlıklar üzerindeki tecellilerini görmek ve şuurlu kullarına göstermek için medar yaptığın zat, kendi cemâline ve isimlerine olan muhabbetinin ve san’atına ve san’at eserlerine ve mahlûkatının güzelliklerine olan muhabbetinin aynası; âlemlere rahmet olarak ve bu âlem sarayının nakışlarındaki renk ve san’atların hikmetleriyle rububiyet saltanatının mükemmel yapısındaki güzellikleri beyan etmek ve kâinat kitabının kelimelerindeki, âyetlerindeki ve satırlarındaki hikmetlerin işaretiyle Senin isimlerinin hazinelerini tarif etmek ve razı olduğun şeyleri bildirmek üzere gönderdiğin sevgilin ve resulündür, ey Göklerin ve Yerlerin Rabbi! Ona ve âline ve ashabına ve kardeşlerine, her anda ve her zamanda milyonlar salât ve selâm olsun…. Yirmi Dokuzuncu Lem'a / Dördüncü Bab

….Sual: Salâvatın bu kadar kesretle hikmeti ve salâtla beraber selâmı zikretmenin sırrı nedir?

Elcevap: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma salâvat getirmek, tek başıyla bir tarik-i hakikattır. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm nihayet derecede Rahmete mazhar olduğu halde, nihayetsiz salâvata ihtiyaç göstermiştir. Çünkü, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ümmetin dertleriyle alâkadar ve saadetleriyle nasibedardır. Nihayetsiz istikbalde, ebedü’l-âbâdda, nihayetsiz ahvâle mâruz ümmetin, bütün saadetleriyle alâkadarlığının ihtiyacındandır ki, nihayetsiz salâvata ihtiyaç göstermiştir.

Hem Resul-i Ekrem hem abd, hem resul olduğundan, ubudiyet cihetiyle salât ister, risalet cihetiyle selâm ister ki: Ubudiyet halktan Hakka gider, mahbubiyet ve Rahmete mazhar olur. Bunu es-salât ifade eder. Risalet Haktan halka bir elçiliktir ki, selâmet ve teslim ve memuriyetinin kabul ve vazifesinin icrâsına muvaffakıyet ister ki, selâm lâfzı onu ifade ediyor. Hem biz seyyidinâ lâfzıyla tabir ettiğimizden, diyoruz ki: *Ya Rab! Yanımızda elçiniz ve dergâhınızda elçimiz olan reisimize merhamet et ki, bize sirayet etsin*.

*Allah’ım, Senin kulun ve resulün olan efendimiz Muhammed’e ve onun bütün âl ve ashabına salât eyle*…Barla Lahikası

*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİMDEN/SIFATTAN HİSSEMİZ;*

İşte, ey insan! Bu rahmeti bulan, ebedî, tükenmez bir hazine-i nur buluyor. O hazineyi bulmasının çaresi, rahmetin en parlak bir misali ve mümessili ve o rahmetin en beliğ bir lisanı ve dellâlı olan ve Rahmeten li’l-Âlemîn ünvanıyla Kur’ân’da tesmiye edilen Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın sünnetidir ve tebaiyetidir. Ve bu Rahmeten li’l-Âlemîn olan rahmet-i mücessemeye vesile ise, salâvattır.

Evet, salâvatın mânâsı rahmettir. Ve o zîhayat mücessem rahmete rahmet duası olan salâvat ise, o Rahmeten li’l-Âlemînin vüsulüne vesiledir. Öyle ise, sen salâvatı kendine, o Rahmeten li’l-Âlemîne vesile yap ve o zâtı da rahmet-i Rahmân’a vesile ittihaz et. Umum ümmetin, Rahmeten li’l-Âlemîn olan Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında, hadsiz bir kesretle, rahmet mânâsıyla salâvat getirmeleri, rahmet ne kadar kıymettar bir hediye-i İlâhiye ve ne kadar geniş bir dairesi olduğunu parlak bir surette ispat eder.

Elhasıl: Hazine-i rahmetin en kıymettar pırlantası ve kapıcısı zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi, en birinci anahtarı dahi Bismillâhirrahmânirrahîm’dir. Ve en kolay bir anahtarı da salâvattır.

Allahım! “Bismillâhirrahmânirrahîm”in hakkı için, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin zâta ve bütün âl ve ashabına, Senin rahmetine ve onun hürmetine yaraşır bir şekilde salât ve selâm et. Bize de, Senden gayrı, Senin mahlûkatından hiç kimsenin merhametine muhtaç olmayacağımız bir rahmet ile merhamet et…Lem’alar

*SALÂVAT-I ŞERİFEMİZ*

*Bismillâhirrahmânirrahîm*,

*İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale'n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ*. *Lebbeyk*.

"Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ ındeke a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât Âmin yâ mücîbed deavât, vel hamdü lillâhi rabbil âlemin”

*Bismillahirrahmanirrahim*,

*Fa'lem ennehu* ( 1 defa) *Lâ ilâhe illâllâh* ( 99 ) *Lâ ilâhe illâllâh Muhammedün Resulallah* ( 1 Defa )

*BİR MİLYON SALÂT BİR MİLYON SELÂM SENİN ÜZERİNE OLSUN EY RAHMETEN LİL-ÂLEMÎN OLAN HAZRETİ MUHAMMED SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM* ( 3 defa )

*Allahumme salli ‘alâ seyyidinâ Muhammedin-illezî câe bi hakki’l mübîn ve erseltehû rahmetel-lil-‘âlemîn*.

*Allahümme Salli âlâ Seyyidina Muhammedin ve âlâ Âli seyyidina Muhammed* ( 100 defa )

*Subhâne rabbike rabbil izzeti ammâ yesifûn  Ve selâmun alâl murselîn Vel hamdu lillâhi rabbil âlemin*


El Fâtiha  / Allah Kabul Etsin




.