29 Mart 2018 Perşembe

ESMA VE SIFAT-I NEBİ NOTLARI - ( İKİ CİHAN SERVERİ A.S.M ) / EZKÂR No: 326

“ Es-Selâmü aleyküm ve rahmetu’l-lâh ”

“ Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.. Bismillâhirrahmânirrahîm “

“ Ve tüb aleynâ yâ tevvâbü yâ hakîmü tevbeten nasûhan liekûne minellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfüsehüm zekrullahe festeğferu li zünübihim vemen yeğfiruzzünûbe illallâhu …” (1 defa )

“ Estağfirullâh el azîm el kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi sübhânehu..”  ( 11 defa )

“ Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm. ”

Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hâmdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyun lâ yemût biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadir denir. Onuncusun da en sonuna ve ileyhi'l-masîyr eklenir.

“*Allahu Ekber*…Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd..”

“ Ayet-el Kürsi..” ( 1-3-7 defa isteğe göre okunabilir)

“Fahri Kâinat Ekmel-üt Tahiyyat Peygamber Efendimiz (Aleyhissalâtü Vesselâm’ın).. Tüm Peygamberlerin (Aleyhisselâm).. Hamse-i Âl-i Abâ.. Ehl-i Beyt-i Nebevî, Cihar-ı Yar-ı Güzin ve sair Sahabe-i Kiramın.. (Radıyallahu Anhüm), Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî, (Radıyallahu anh).. Gavs-ı Âzam Abdülkâdir Geylânî (Kudduse sırruhu) Hazretlerinin ervah-ı tayyibelerine.. Ahirete irtihâl eden Nur Talebelerinin (Rahmetullâhi-Aleyh) pak ruhlarına.. 3 İhlas 1 Fâtiha…
….

*Bede’tü bi bismillahi rûhî bihihtedet*
*İlâ keşfi esrârin bi bâtınihintavet*

Sırların hazinesi olan bismillah ile başlarım. Onun ile o hazineyi keşfederim.

*Ve salleytü bissânî alâ hayri halkıhî*
*Muhammedin men zâhad dalâlete velğalet*

Ardından mahlukatın en hayırlısı, dalalet ve yanlışlıkların ortadan kaldırıcısı Muhammed’e salat getiririm.
……………..

*Ve es’elüke yâ mevlâye fismikellezî*
*Bihî izâ düıye cem’ul ümûri teyesserat*

Ey mevlam! Kendisiyle çağrıldığında bütün işlerin kolaylaştığı isminle sana yalvarıyorum.

*İlâhi ferham da’fi vağfirlî zelleti*
*Bi mâ kad deatkel enbiyâü ve tevesselet*

İlahi! Peygamberlerin sana yaklaşmak için vesile ettikleri hürmetine zayıflığıma merhamet et. Günahlarımı bağışla.

*Eyâ hâlikıy yâ seyyidî ıkdı hâcetî*
*İleyke ümûrî yâ ilâhî tesellemet*

Ey yaratıcım ve seyyidim! İhtiyacımı yerine getir! İşlerim sana havaledir.

“Estağfirıullahe'l Azim min külli zenbin ve etubu ileyh” (3 defa )

Elhamdülillâhillezî ce’alel Kur’ane şifaen likülli elemin ve ce’alel ediyyatelmae sürete vel evradel meşhurate sebeben likülli sekümin ve dain bihusılil maksudin..

Allahümme innî eseluke bihakki hazihil aksamil azimeti .. entu’tinî ve hüvekeza keza yâ İlâhî yâ Samedî min indike mededî ve aleyke mu’temedî yâ Nasiru yâ Mübîn .. bi hakki İyyâke na'budu ve iyyâke nestaîn.. İhdinâs sırâtel mustakîm.. Sırâtallezîne en’amte aleyhim.. minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn yâ Nasiru yâ Mübîn..ağsinî ala küllihalin bi kuvvetin..kudretike yâ Rahmânü yâ Rahîm yâ Allâhu yâ Hayyu  Kayyûm.. yâ  Zel-Celâli Vel-İkram yâ muğisî yâ muîn bi rahmetike yâ Erhamerrâhimin .. Allahümme ecib da’vetî ve hassil murâdî   sahibidda’vetil bedi.. bi hürmetil Muhammedinil Mustafa Sallallahü Aleyhi alâ âlihî ve eshâbihî ecmeîn Velhamdülillahi rabbil âlemin…

*Allahu Ekber*…Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.."

*“ESMA VE SIFAT-I NEBİ ( A.S.M ) HAKKINDA NOTLAR”*

 “ Bismillâhirrahmânirrahim..”

137 - *İKİ CİHAN SERVERİ* *(A.S.M)*

Anlamı: Dünya ahiret iki dünyanın da baştacı, efendisi olan  Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*

*Bismillâhirrahmânirrahîm*,

Arkadaş! Ulûhiyet, risalet, ahiret, kâinat arasında hakikatte telâzum vardır. Yani, bunlardan birisinin vücut ve sübutu, ötekisinin de vücut ve sübutunu istilzam eder. Birisine iman, ötekisine de imanı icab ettirir.

Evet, meselâ, herbir kelimesi bir kitabı ve herbir harfi bir satırı içerisinde tutan bir kitabın, kâtipsiz vücudu mümkün değildir. Kâinat kitabı da Nakkaş-ı Ezelînin vücub-u vücuduna bağlıdır. Sarhoş olmayanlar, ancak Nakkaş-ı Ezelîye iman etmekle kitab-ı kâinata şahit olabilirler.

Ve keza, pek çok san’at harikalarına ve nakış ve ziynetlerin garaibine müştemil olan bir binanın bâni ve sânisiz vücudu mümkün olmadığı gibi, bu âlemin vücudu da Sâniin vücuduna tâbidir. Dalâlet sarhoşluğuyla sarhoş olmayanlar, onu bunsuz tasdik edemezler.

Ve keza, deniz ve nehirlerin yüzünde, şemsin aksini gösteren kabarcıklardaki güneşin parıltısı, şemsin vücudunu inkâr etmekle mümkün olmadığı gibi, aklı bozuk olmayanlar için, kemâl-i intizamla tahavvül ve teceddüd eden şu kâinatın şuhudu, Bâni ve Sâniin vücub-u vücudunun tasdikiyle olabilir. Çünkü, şu muhteşem kâinatı meşiet ve hikmetiyle tesis ve kaza ve kaderinin düsturlarıyla tafsil ve âdetinin kanunlarıyla tanzim ve inayet ve rahmetinin namuslarıyla tezyin ve esmâ ve sıfâtının cilveleriyle tenvir eden, ancak ve ancak Bâni ve Sânidir.

Evet, Hâlık-ı Vâhid kabul edilmediği takdirde, kâinatın zerrat ve mürekkebatı adedince sonsuz ilâhların kabulüne mecburiyet hasıl olur. Ve aynı zamanda, herbir ilâhın şu kâinatı halk etmeye kàdir olması lâzımdır. Çünkü, zîhayatın herbir cüz’îsi, zevilhayatın küllüne, yani umumuna bir fihristedir. Cüz’îyi halk eden, küllîyi de halk etmeye kàdir olmalıdır.

Ve keza, ziyasız güneşin vücudu mümkün olmadığı gibi, ulûhiyet de tezahürsüz olamaz. Tezahürü ise, irsal-i rusül ile olur.

Ve keza, hadd-i kemâle bâliğ olan en yüksek bir cemâlin bilinmesi, görünmesi, gösterilmesi için resullerin tarifi lâzımdır.

Ve keza, kemâl-i cemâle bâliğ olan kemâl-i hüsn-ü san’at, resullerin delâletiyle olur.

Ve keza, rububiyet-i âmme, ubudiyet-i külliye ister. Bu da zülcenaheyn resullerin vahdet-i İlâhiyeyi halka ilân etmeleriyle mümkün olur.

Ve keza, bir hüsün sahibinin isteği olmasa ve bir ayine bulunmasa ve tarif edici bir şahıs tavassut etmezse, onun hüsnünün görünmesi, gösterilmesi mümkün değildir. Bu da ancak resuller vasıtasıyla olur. Çünkü, resul, ubudiyetiyle Hâlıkın hüsnüne ayinedir; risaleti cihetiyle de halka izhar ve ilân eder.

Ve keza, bir zâtın cevahirle, zîkıymet eşya ile dolu hazinelerini açıp halka göstermek ve arz etmekle o zâtın kudretini, zenginliğini, saltanatını ilân etmek için, ancak o zâtın müsaadesiyle ve iradesiyle emir ve tayin edilmiş bir memur lâzımdır. İşte o memur resuldür.

Arkadaş! Bu sıfatları hâiz, bu vazifeleri en mükemmel görebilecek Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka âlemde bir şahıs yoktur. En câmi, en kâmil, en fâzıl o zâttır. Tam tamına teşhir, tebliğ, tarif, tavsif, izhar, ilân eden, o zâttır.

Mesnevi-i Nuriye | Lâsiyyemalar

“Rahmân’ın dünya ve Cennetler dolusu salât ve selâmı onun üzerine olsun. Allahım! Kulun ve resûlün olan, iki cihanın efendisi, iki âlemin medâr-ı iftiharı, iki dünyanın hayat vesîlesi, dünya ve âhiret saadetinin sebebi, peygamberlik ve kulluk olmak üzere iki mânevî kanadın sahibi, ins ve cinnin peygamberi olan Habîbine, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere salât ve selâm eyle.” Âmin.

Sözler / Onuncu Söz

*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİMDEN/SIFATTAN HİSSEMİZ;*

…Sevgili Üstadım; evvelce arzettiğim veçhile, ben artık birşey için yaşadığımı zannediyorum. O da, Üstadım olan dellâl-ı Kur’ân’ın vazife-i memure-i mâneviyesini ifâda kendilerine pek cüz’î bir yardım ve Kur’ân hesabına cüz’î bir hizmetkârlıktan ibarettir. Orada bulunduğunuz müddetçe Hazret-i Kur’ân’dan hakikat-i iman ve İslâm hesabına vaki olacak istihraç ve tecelliyattan mahrum bırakılmamaklığımı hassaten istirham ediyorum.

İnşaallah, müstecap olan duanızla Allahü Zülcelâl, Risale-i Nur hizmetinde ümit ve arzu ettiğim neticeye vasıl, merhum ve mağfur Abdurrahman gibi âhir nefeste iman ve tevfik ve saadet-i bâkiyede iki Cihan Serveri Nebiyy-i Ekremimiz Muhammedeni’l-Mustafa (sallâllahu teâlâ aleyhi ve sellem) Efendimize ve siz muhterem Üstadımın arkasında ve yakınında komşuluk vermek suretiyle âmâl-i hakikiyeye nâil buyurur.

Risale-i Nur gerçi zahiren sizin eserinizdir. Fakat nasıl ki, Kur’ân-ı Mübîn Allah’ın kelâmı iken Seyyid-i Kâinat, Eşref-i Mahlûkat Efendimiz nâsa tebliğe vasıta olmuştur; siz de bu asırda yine o Furkan-ı Azîmin nurlarından bugünün karma karışık sarhoş insanlarına emr-i Hak’la hitap ediyorsunuz. Öyleyse, O Hakîm-i Rahim, size bu eseri yaptırtan o Nurları ayak altında bıraktırmaz. Elbette ve elbette fânilerden, belki de hiç ümit edilmediklerden sahipler, hafızlar, ikinci, üçüncü, hattâ onuncu derecede mübelliğler, naşirler halk buyurur itikadındayım.

Hulûsi R.H /Barla L.

Hâlık-ı Lemyezel Hazretlerine karşı vazife-i ubudiyetim noksan, iki Cihan Serveri Seyyidül-Mürselîn Fahr-i Âlem (sallâllahü teâlâ aleyhi ve sellem) Efendimize karşı ümmetlik vazifesinde kusur ve noksanım ziyade ve hizmet-i Kur’âniyeye karşı bihakkın sa’y ü gayret ve çalışmakta kusur ve noksanım çok olmakla beraber, fakiri siz Üstadımla beraber bulundurup, hâdim-i Kur’ân kardeşlerle birleştirip, hizmet-i Kur’âniyeden—velev ki bir bahr-i ummandan bir katre olsun—fakire hisse verilse, kendimi mes’ut ve bahtiyar addederim. Hamd ü senâ ve şükrüme hadd ü pâyân göremem. Bütün okuduğum arkadaş ve kardeşlerin hepsi hep takdir ve tahsin ve tasdik ediyorlar ve kanaat-i kâmilede bulunuyorlar. Hizmet-i Kur’ân’a şevk ve gayretleri tezayüd ediyor ve bu kafilede ve bu dairedekilere gıpta ediyorlar. Cenâb-ı Hâlık ümmet-i Muhammed’in kalblerine ilham versin, ruhlarını nurlandırsın, saâdet-i dâreyn ihsan buyursun.

Kardeşiniz, fakir ve muhtaç Asım R.H / Barla L.

Halka-i hakikatte devrandadır ol mübârek Üstad.
Kavuşturdular ruhunu, ervâh-ı enbiyaya ânın.

Mest-i müstağrak olup hayrettedir ol mübarek Üstad.
Mübarek Kur’ân’ın dellâlısın dediler âna.

Sözleri cândır, onu tutmayan ruhsuzdur hemân,
Bütün söylediği nur-u hikmettir ânın.

Mirâc-ı ruhânîde devrandadır ol mübarek Üstad.
Kalbim içre feyz-i Nurun görmüşem hemân.

İçi umman-ı vahdette, dışı sahrâ-yı kesrette görünür Üstad.
Dünyada, uhrâda refik olalım âna.

Umarım Mevlâm ihsân eder biz âciz kullarına.
Nasuhîzâde Mehmed, söyledi hemân bu sırları.
Hazine-i Kur’ân’ın bir miftâhıdır Hazret-i Üstad.

Nasuhîzâde Şeyh Mehmed / Barla L.

*SALÂVAT-I ŞERİFEMİZ*

*Bismillâhirrahmânirrahîm*,

*İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale'n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ*. *Lebbeyk*.

"Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ ındeke a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât Âmin yâ mücîbed deavât, vel hamdü lillâhi rabbil âlemin”

*Bismillahirrahmanirrahim*,

*Fa'lem ennehu* ( 1 defa) *Lâ ilâhe illâllâh* ( 99 ) *Lâ ilâhe illâllâh Muhammedün Resulallah* ( 1 Defa )

*BİR MİLYON SALÂT BİR MİLYON SELÂM SENİN ÜZERİNE OLSUN EY İKİ CİHAN SERVERİ OLAN HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM* ( 3 defa )

Allah’ım! Senin nurlarının deryaları, sırlarının madenleri, inayetinin pınarı, hidayetinin güneşi, memleketinin civanı (güzeli) huzuruna gelmenin imamı, rehberi, yaratılanların en hayırlısı, mahlûkatın içinde en fazla sevdiğin, ümmî kulun, habibin, resulün ki, Enbiyaları ve Resulleri kendisiyle sona erdirdiğin Efendimiz Muhammed’e, cümle enbiya ve resullere, Onun bütün Âl ve Ashabına, Sana yakın olan mukarreb meleklere, gökler ve yerdeki salih kullarına salât eyle! Allah’ın rızası onların ve bizlerin hepimizin üzerine olsun. Âmin. Hamd olsun Âlemlerin Rabbi olan Allah’a .. Delâili’n-Nur’dan

*Subhâne rabbike rabbil izzeti ammâ yesifûn  Ve selâmun alâl murselîn Vel hamdu lillâhi rabbil âlemin*


El Fâtiha  / Allah Kabul Etsin




.